Ceza yargılamasının temel prensiplerinden biri, sanığın duruşmada hazır bulunması. Çünkü adil yargılanma hakkı ancak sanığın savunma yapabilmesi, hakim ve tanıklarla yüzleşebilmesiyle tam anlamıyla sağlanmaktadır. Fakat bazı durumlarda sanığın duruşmaya katılmaması mümkündür. Bu husus, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 196. maddesinde düzenlenmiştir.
Peki, sanık hangi hallerde duruşmaya katılmadan yargılanabilir? Bu durum sanığın haklarını nasıl etkiler?
CMK 196, sanığın duruşmada bulunmaması halinin istisnalarını ortaya koyar. Genel kural sanığın duruşmada hazır bulunmasıdır.
Fakat:
- Sanığın sorgusu yapılmışsa,
- Mahkeme, sanığın bizzat duruşmaya katılmasını zorunlu görmüyorsa,
- Sanık müdafi ile temsil ediliyorsa,
sanığın yokluğunda da duruşmaya devam edilebilmektedir.
Ayrıca sanık, kendi isteğiyle duruşmaya katılmaktan vazgeçebilmekte. Böyle bir durumda mahkeme, savunma hakkını kısıtlamamak kaydıyla yargılamayı sürdürebilmektedir.
Hangi Hallerde Geçerli?
Sanığın duruşmaya katılmaması şu durumlarda geçerli kabul edilir:
- Sanığın talebi → Sanık, mazeret bildirerek veya yazılı dilekçeyle duruşmaya katılmak istemediğini belirtebilir.
- Sağlık sorunları → Sanığın hastalık, engel veya güvenlik gerekçesiyle duruşmaya gelmesi mümkün olmayabilir. Bu durumda SEGBİS (Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi) ile bağlanma yöntemi kullanılabilir.
- Yurtdışında bulunma → Sanık yurtdışında olup gelmesi mümkün değilse, adli yardımla veya SEGBİS üzerinden savunması alınabilir.
- Sanığın savunmasının tamamlanmış olması → Sorgusu yapıldıktan sonra, avukatı aracılığıyla yargılamaya devam edilebilir.
Yargıtay kararlarında, sanığın duruşmada bulunmaması halinde:
- Savunma hakkı kısıtlanmamalı,
- Müdafi bulunmalı,
- Sanığın yokluğu yargılamanın esasına zarar vermemeli,
şartlarının aranması gerektiği vurgulanır. Aksi halde, “yokluğunda hüküm kurulması” gerekçesiyle karar bozulabilir.
Sanık İçin Avantaj mı Dezavantaj mı?
Sanığın duruşmaya katılmaması:
- Avantaj: Sanık istemezse duruşmada hazır bulunmak zorunda değildir, bu özellikle uzun yargılamalarda psikolojik ve fiziki yükü azaltır.
- Dezavantaj: Mahkeme huzurunda bulunmamak, hâkim üzerinde olumsuz bir izlenim yaratabilir ve savunmanın etkisini azaltabilir.
Avukatın Önemi
Sanığın duruşmaya katılmadığı hallerde, avukatın varlığı hayati öneme sahiptir. Avukat, sanığın haklarını savunur, delillerini sunar ve yokluğun sanık aleyhine kullanılmasını engeller.
Sonuç
CMK 196 uyarınca, sanığın duruşmaya katılmaması her durumda mümkün değildir. Ancak kanunda öngörülen istisnalar gerçekleştiğinde, sanığın yokluğunda da yargılama yapılabilir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, savunma hakkının korunmasıdır. Sanık, avukatı aracılığıyla sürece etkin şekilde katılım göstermediği takdirde hak kaybı yaşayabilir.