Hakim Kararı Olmadan Yapılan Aramaların Geçerliliği
Yakalama ve Arama Kavramı
Ceza muhakemesinde yakalama ve arama tedbirleri, şüpheli veya sanığın bulunması ya da suç delillerinin ortaya çıkarılması için başvurulan yöntemlerdir. Bu tedbirler, kişinin özgürlüğü ve özel hayatına doğrudan müdahale niteliği taşıdığı sebebiyle kanunla sıkı şartlara bağlanmıştır.
Aramanın Genel Şartları (CMK m.116-117)
- Arama kararı kural olarak hakim tarafından verilir.
- Hakim kararı olmadan arama yapılabilmesi ancak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde mümkündür. Bu durumda:
- Cumhuriyet savcısı yazılı arama emri verebilir.
- Savcıya ulaşılamıyorsa, kolluk amirinin yazılı emriyle de arama yapılabilir.
- Ancak bu şekilde yapılan aramanın sonucu en kısa sürede hakimin onayına sunulmalıdır.
Hakim Kararı Olmadan Yapılan Aramalar (CMK m.118-120)
Hakim kararı olmaksızın yapılan aramaların geçerli olabilmesi için:
- Gecikmesinde sakınca bulunmalı (örneğin, suç delillerinin yok edilme ihtimali).
- Arama kararı, kanunda yetkilendirilmiş kişiler tarafından verilmiş olmalı.
- Yapılan işlem derhal Cumhuriyet savcısına ve hakime bildirilmelidir.
Aksi halde elde edilen deliller “hukuka aykırı delil” sayılır ve hükme esas alınamaz.
Yakalama İşlemleri (CMK m.90-91 ile bağlantılı)
Aramayla bağlantılı olarak, suçüstü halinde veya hakim/savcı kararıyla yakalama yapılabilir.
- Suçüstü durumunda herkes yakalama yapabilir (örneğin hırsızlığı görüp polise teslim etmek).
- Kolluk güçleri ise, hakim kararı olmasa dahi suçüstü halinde yakalama yetkisine sahiptir.
Özel Hayatın Gizliliği ve Anayasal Güvence
- Anayasa m.20 uyarınca kimsenin konutuna dokunulamaz, üstü ve eşyası aranamaz.
- Fakat hakim kararıyla ya da kanunun açıkça yetki verdiği durumlarda arama yapılabilmektedir.
- Bu nedenle, hakim kararı olmaksızın yapılan aramalar istisnadır ve çok sıkı denetime tabidir.
Yargıtay ve AYM Kararları
- Yargıtay, hakim kararı olmadan yapılan aramalarda “gecikmesinde sakınca” şartının somut gerekçelerle açıklanmasını aramaktadır.
- AYM bireysel başvurularında, hukuka aykırı aramalar nedeniyle özel hayatın gizliliği ve mülkiyet hakkı ihlali kararı vermektedir.
Bizimle iletişime geçebilirsiniz
Sonuç
Yakalama ve arama işlemleri, kişinin temel haklarını sınırlayan ağır tedbirlerdir. Bu nedenle, hakim kararı kuraldır, savcı veya kolluk kararı istisnadır. İstisnai durumlarda dahi kanuni prosedüre uyulmazsa elde edilen deliller geçersiz hale gelir.
- Yakalama ve arama işlemleri sırasında avukatın varlığı, şüphelinin temel haklarının korunması açısından büyük önem taşır. Öncelikle avukat, yapılan işlemlerin hukuka uygun olup olmadığını denetler. Aramanın gerçekten hakim kararıyla mı yoksa gecikmesinde sakınca bulunan hal gerekçesiyle mi yapıldığını sorgular ve bu gerekçelerin tutanaklara doğru şekilde geçirilmesini sağlar. Böylece müvekkil aleyhine kullanılabilecek haksız delillerin önüne geçer.
- Hukuka aykırı arama ve yakalama işlemleri sonucunda elde edilen deliller, ceza yargılamasında geçersiz sayılabilir. Avukat, bu noktada hukuka aykırı delillerin dosyadan çıkarılması için itiraz yollarına başvurur. Ayrıca arama sırasında özel hayatın gizliliği ve konut dokunulmazlığı gibi temel hakların ihlal edilip edilmediğini takip eder, gerektiğinde tutanağa şerh düşerek ihlalleri kayıt altına alır.
- Yakalama işlemleri bakımından da avukat, müvekkilin gözaltına alınma gerekçesini öğrenmesini ve bu gerekçenin açıkça tutanağa yazılmasını sağlar. Bunun yanında gözaltı süresinin kanunda belirtilen süreleri aşmaması için hukuki girişimlerde bulunur. Eğer haksız bir arama veya hukuka aykırı yakalama söz konusuysa, avukat bu hususları ileride yapılacak yargılamada savunma stratejisinin bir parçası haline getirir. Hatta gerekli olduğunda Anayasa Mahkemesi’ne veya AİHM’e bireysel başvuru için süreci belgelendirir.
- Kısacası avukat, yakalama ve arama işlemleri sırasında yalnızca hukuki temsilci değil, aynı zamanda adil yargılanma hakkının güvencesi konumundadır. Onun müdahalesi, hem müvekkilin haklarının korunmasını hem de yargılamanın sağlıklı şekilde ilerlemesini temin eder.