- Muris Muvazaasının Tanımı:
Muris muvazaası, halk arasında söylendiği şekilde mirastan mal kaçırma, murisin, mirasçı veya mirasçılarını mirasından mahrum bırakmak için diğer mirasçılara karşılıksız kazandırılmalarda bulunmasıdır. Yani mirasçı aslen bağışlamak istediği malvarlığını, mirasçılardan birine gerçeğe aykırı şekilde satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile devretmesidir. Muris (miras bırakan), gerçekte bağışlamak istediği mallarını, satış bedeli veya bakım hizmeti karşılığında devretmiş gibi göstererek mirastan mal kaçırmakta ve asıl işlemi gizlemektedir. Murisin mirastan mal kaçırırkenki gayesi görünürde yapılan sözleşme sebebiyle saklı paylı mirasçılar murisin malvarlığını devrettiği kısımda hak iddia edememesini sağlamaktır. Muris muvazaası bir nisbi muvazaa türüdür.
- Muris Muvazaasının Unsurları:
Miras bırakan ve mirasçılar arasında yapılmış bulunan her türlü işleme muris muvazaası denemeyecektir. Ortada bir muris muvazaasının bulunduğunun kanıtlanabilmesi için Yargıtay içtihatlarınca muris muvazaasının unsurları düzenlenmiştir. Muris muvazaasının 3 adet unsuru bulunmaktadır.
- Gizli (Asıl) İşlem
Muris muvazaasında, görünen satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesinin altında, miras bırakan ve bağış yapmak istediği mirasçısı arasında bir gizli bağışlama sözleşmesi bulunmalıdır. Her iki tarafında iradi olarak bu gizli bağışlama sözleşmesine iştirak etmeleri beklenir.
- Görünen (Göstermelik) İşlem
Asıl bağışlama sözleşmesi, bir satış sözleşmesi veya ölünceye kadar bakma sözleşmesinin arkasında gizlenir. Görünürdeki işlem dış ilişkilere geçerli bir işlemmişçesine gösterilir. Oysa ki asıl irade bağışlama iradesidir.
- Mirasçıları Aldatma Amacı
Miras bırakanın mirasçılarından mal kaçırma amacı bulunmadıkça muris muvazaası söz konusu olamaz. Muris muvazaasına taraf olan kişiler, gerçek iradeleri ile yaptıkları işlem ile görünürdeki işlem arasında kasıtlı olarak bir uyumsuzluk yaratırlar. Muris ve devralan mirasçı arasında bir muvazaa sözleşmesi bulunur. Bu şekilde hareket ederek, üçüncü kişileri yanıltmaya ve görünüşte farklı bir durum oluşturarak onları haklarından mahrum bırakmaya çalışırlar. Eğer aldatma amacı yoksa muvazaalı bir sözleşme yapılmasına da gerek kalmaz. Bununla birlikte, üçüncü kişileri aldatma niyeti, muvazaalı işlemi hukuka aykırı hale getirmez. Yani, muvazaalı işlem bu niteliğiyle itibariyle geçersiz olsa da, hukuka aykırı değildir. Bu nedenlerle, muvazaa varlığı kanıtlandığında, taraflar aldıkları sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri vermekle yükümlüdürler.
- MURİS MUVAZAASINA DAYALI TAPU İPTALİ VE TESCİL DAVASI NEDİR?
Ortada bir mirastan mal kaçırma olduğunu düşünen mirasçı, hakkını geri alabilmek için muris muvazaasına dayalı tapu iptal ve tescil davası açabilecektir. Muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil davasında, muris muvazaası yani mirastan mal kaçırma sebebiyle muvazaaya konu olan taşınmazın tapusunun iptali ve mirasçılar adına tescili talep edilir.
- Muris Muvazaasına Dayalı Tapu İptali Ve Tescil Davasını Kim Açabilir?
1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, muris muvazaası konusunda belirleyici bir rol oynamış ve bu dava açabilecek kişileri açıkça belirtmiştir. Buna göre, gerçekte bir bağışlama yapmak amacıyla tapu siciline kayıtlı taşınmazını tapu memuru önünde satış olarak beyan etmesi durumunda, saklı pay sahibi olsun veya olmasın tüm mirasçılar, miras haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle dava açma hakkına sahiptir. Ancak mirası reddeden, miras hakkından feragat eden ve mirasçılıktan çıkarılan kişiler davayı açamayacaktır.
- Muris Muvazaasına Dayalı Tapu İptali Ve Tescil Davasında Görevli Ve Yetkili Mahkeme Neresidir?
İşbu davada görevli mahkeme, genel görevli mahkemeler olup Asliye Hukuk Mahkemeleridir. Yetkili mahkeme ise muvazaa ile devredildiği düşünülen taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir. Muvazaaya konu birden fazla taşınmaz bulunmakta ise taşınmazlardan herhangi birinin bulunduğu yer mahkemesi görevli olacaktır.
- Mirastan Mal Kaçırma Sebebiyle Açılacak Davalarda Zamanaşımı veya Hak Düşürücü Süre
Muris muvazaası nedenine dayalı olarak açılan davalar, kural olarak, herhangi bir zamanaşımı ya da hak düşürücü süreye tabi değillerdir. Muvazaalı işlemler, yapıldığı andan itibaren geçersiz olup, belirli bir sürenin geçmesiyle yahut tarafların onayı ile geçerli hale gelmezler. Muvazaalı şekilde devir işleminin gerçekleştiği miras bırakan hayatta iken bile öğrenilmiş olsa bile, muris muvazaası davası açılamaz. Miras bırakan hayatta olduğu sürece, mirasçılar muvazaalı işlemi gerekçe göstererek dava açma hakkına sahip değillerdir. Bu durumda, muris muvazaası davası ancak miras bırakanın vefatından sonra açılabilecektir.
- Muris Muvazaası Yoluyla Üçüncü Kişiye Yapılan Temlik
Muris muvazaasında, muvazaalı temlikin mutlaka bir mirasçıya yapılması şart değildir. Lehine temlik yapılan kişi mirasçı olabileceği gibi, üçüncü kişi de olabilir. Miras bırakanın, mirasçılarını miras haklarından yoksun bırakmak amacıyla tapulu taşınmazını, mirasçı olmayan, üçüncü bir kişiye temlik etmesi halinde de muris muvazaası oluşur. Miras bırakanın kendilerinden mal kaçırdığı başka mirasçısının bulunması halinde bağış durumu söz konusu olur. Tapulu taşınmazın bağışının, tapuda satış şeklinde yapılması yeterlidir.
- Muris Muvazaası Durumunda İspat Yükü
Miras hakkından mahrum kalan mirasçı, açtığı tapunun iptal ve tescili davasında; muvazaayı ispat ile yükümlüdür. Bunun yanında taraflar arasında olduğu varsayılan muvazaa, gizli bir anlaşmaya dayandığı için kanıtlaması zor olduğundan, 6100 sayılı HMK’nın 202. maddesi uyarınca muvazaanın geçersizliğini tanık dahil her türlü delille ispat edilebilir.
Yazımız burada sonlanmış olup miras hukuku ile ilgili her türlü soru ve sorununuzla ilgili olarak miras hukukunda uzman ekibimizle irtibata geçebilirsiniz.