Analık Davası (Anneliğin Tespiti)

Analık davası kişinin biyolojik annesinin hukuken kim olduğunun belirlenmesi amacıyla açılmakta olan bir davadır. Analık davası çocuğun kimliği ve soybağına ilişkin bir hukuki süreci temsil etmektedir.Türk Medeni Kanunu’nu soybağı kurallarına göre çocuk ile anne arasındaki soy bağı doğumla kurulur.Buna göre çocuğu doğuran kişi onun biyolojik annesidir.Anneliğin tespiti davası çcocuğun gerçek annesini belirlemek amacıyla açılabilmektedir.Türk Medeni Kanunu’nun 282. maddesinin 1. fıkrasına göre çocuk ile ana arasındaki soybağının kurulabilmesi için çocuğun, ana olduğu iddia edilen kadın tarafından doğduğunun ispat edilmesi yeterlidir. Çocuğu doğuran kadının evli olup olmaması soybağının kurulması için önem taşıyamamaktadır.Analık karinesi kesin karine olup aksi ispat edilmedikçe geçerli sayılmaktadır. Anneliğin tespiti davası istisnai nitelikte bir soybağı davasıdır. Bu davanın başarıya ulaşması büyük oranda bilimsel ve kesin ispat araçlarına dayanmaktadır.

Analık Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme

Anneliğin Tespiti Davasında Görevli Mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir.Bu davada yetkili mahkeme ise anne olduğu düşünülen kişi olan davalının veya davayı açan davacının yerleşim yeri mahkemesidir.

Analık Davasının Şartları Nelerdir ?

Anneliğin tespiti davası doğum sonrası karışıklık meydana gelmesi, evlat edinme sırasında yapılan hatalar, taşıyıcı annelik gibi olağanüstü durumlarda başvurulabilen hukuki bir yoldur.

1-Analık davasını açan kişinin hukuki yararı bulunmalıdır.Örneğin davayı açan çocuk bakımından biyolojik annesinin gerçekte kim olduğunu öğrenmek, çocuğun miras hakkının bulunup bulunmadığını saptamak; Biyolojik anne olduğunu iddia eden kadın açısından ise annelik sıfatının tespiti, çocukla arasında soy bağının kurulmasıdır.Kamu bakımından ise çocuğun sahip olduğu üstün yarar ve kamu düzeni hukuki yarar olarak görülmektedir.

2- Analık Davasında yeterli, geçerli ve sağlam deliller sunulmuş olmalıdır. Bu davada mahkemeye sunulabilecek en sağlam delil ise DNA Testi olmaktadır.Dna testi dışında hastane tarafından tutulan kayıtlar ve doğum belgeleri ile her türlü kişisel kanıtlar örneğin fotoğraf, video kayıtları, yazışmalar ve tanık beyanları hukuki delil niteliğinde sayılmaktadır.

3- Anneliğin tespiti davasında çocuğun annesinin kim olduğu hususunda bir ihtilaf veya belirsizlik bulunmalıdır. Örneğin nüfus ve kimlik bilgilerinde hata bulunması, hastanede doğum sonrası bebeklerin yanlış ailelere teslim edilmesi, anne olmadığını savunan kişinin çocuğun nüfusunda annesi olarak kayıtlı olması, biyolojik anne ile çocuğu doğuran annenin farklı olması yani taşıyıcı annelik durumlarında anneliğin tespiti davası açılabilmektedir.

Anneliğin Tespiti Davası Kime Karşı Açılır ?

Anneliğin tespiti davasında davalı taraf davacı çocuğun biyolojik annesi olduğunu iddia ettiği kadın veya Nüfus Müdürlüğü olmaktadır.

Anneliğin Tespiti Davasını Kimler Açabilir  ?

-Çocuk veya çocuğun yasal temsilcisi

-Kamu yararını gerektiren durumlarda Cumhuriyet Savcısı

-Biyolojik anne olduğunu iddia eden kadın

-Miras hakkının doğabileceği üçüncü kişiler

Analık Davasının Sonuçları

Analık davası hem biyolojik anne hem de çocuk açısından hukuki açıdan önemli sonuçlar doğurmaktadır.

-Çocuk ile biyolojik anne arasında soy bağı kurulmakla birlikte hukuken bu durum kesinleşmiş olmaktadır.

-Anne ile çocuk arasında soy bağının kurulması neticesinde nüfus kayıtlarında çocuğun annesi olarak görünen kişi farklı ise bu hatalı kayıt mahkeme kararıyla düzeltilmektedir.

-Hukuken çocuğun gerçek annesi belirlendikten sonra çocuk anneni yasal mirasçısı konumunda olmaktadır. Aynı zamanda anne de çocuğun yasal mirasçısı olur.

-Çocuğun küçük olması halinde anneden bakım ve eğitim giderleri talep edilebilir.

-Çocuğun velayet hakkı anneye verilebilir veya çocuk ile anne arasında kişisel ilişki kurulması istenebilir.

-Mahkeme kararıyla belirlenen biyolojik annenin Türk vatandaşı olması halinde çocuk yabancı ise annesinin Türk uyruklu olması sebebiyle Türk vatandaşlığı hakkına sahip olabilir.

-Çocuğun soy bağına bağlı olan eğitim, ikamet ve sosyal haklarda değişiklik meydana gelebilir.

Nüfus Kaydının Düzeltilmesi Davası

Nüfus kaydının düzeltilmesi davası kişinin nüfus kayıtlarında hatalı, eksik veya yanlış olan bilgilerin mahkeme kararı neticesinde düzeltilmesi amacıyla açılmaktadır. Örneğin nüfus kayıtlarında bulunan anne baba adı, isim soyisim, doğum tarihi, cinsiyet vb. Bilgilerin hatalı olması halinde mahkeme kararıyla düzeltilmesi mümkündür.

Nüfusta Anne Adının Değiştirilmesi

Nüfus kayıtlarında anne adının değiştirilmesi kişinin biyolojik annesiyle nüfusta yazılı annesinin farklı olması, nüfus memuru tarafından anne adının hatalı yazılması, doğum sonrası hastanede karışıklık yaşanması, taşıyıcı annelik veya evlat edinme gibi durumlarda söz konusu olabilmektedir. Açılan nüfus kaydının düzeltilmesi davası sonucunda verilen mahkeme kararı sonrası nüfus müdürlüğüne başvurulup nüfus kayıtlarında anne adının değiştirilmesi mümkün olmaktadır.

Analık Davası ile Nüfus Kaydının Düzeltilmesi Davası Farkları

Annelğin tespiti yani analık davasında çocuğun biyolojik gerçek annesinin kim olduğu hukuken tespit edilmektedir. Bu tespit sonucunda soybağı kurulmaktadır. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise nüfus kayıtlarında yer alan yanlış veya eksik bilgilerin düzeltilmesi ve değişiklik yapılması sağlanmaktadır.

Analık Davası Yargıtay Kararları

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/1636 E. ve 2020/658 K. sayılı 03.02.2020 tarihli kararında özetle “İlk Derece Mahkemesince, vatandaşlık tesisi gibi bir idari işleme esas teşkil edebilecek nitelikte nüfus tespit kararının adli yargı mahkemelerince verilmesinin mümkün olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; karara karşı davacı vekili istinaf yoluna başvurmuş, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi istinaf başvurusunun kabulü ile verdiği kararla, idari makamlara başvurmadan eldeki davayı açmakta davacının hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş, bu son karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Kabule göre de, dava dilekçesinde davacı …’in, davalılar Mohammed, Kadir ve Hüseyin’in annesi olduğu ileri sürüldüğüne göre, dava vatandaşlığın tespitine yönelik olmayıp, anneliğin tespiti istemine ilişkindir ve anne olduğunu iddia eden davacının talebe ilişkin hukuki yararı vardır. Davacının eldeki davayı açmadan önce herhangi bir idari makama başvuru zorunluluğu da bulunmadığına göre; Bölge Adliye Mahkemesince işin esası incelenmesi gerekirken, davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nin 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA,karar verilmiştir.”

Yazıyı Paylaş

Facebook
Twitter
LinkedIn
Email
WhatsApp

Önerilen Yazılar

Bir yanıt yazın

Danışma Formu

Karahan Hukuk

Sorunuz Var mı? Size yardımcı olmak için daima buradayız.

Alanında uzman hukukçularımız dosyalarınızda başarı odaklı çalışmaları için her zaman hazırlar. Danışmanlık ve avukatlık hizmeti almak istediğiniz konularda hemen uzmanlarımız ile iletişime geçin.