Savunma Hakkının Önemi
Ceza yargılamasında en temel haklardan biri adil yargılanma hakkıdır. Bu hakkın en önemli unsuru ise savunma hakkıdır. Bir kişi hakkında suç isnadı varsa, bu kişi kendisini savunma imkânına sahip olmalı ve dilerse bir avukattan yardım alabilmelidir.
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 149-154. maddeleri sanığın avukattan yardım alma hakkını açıkça düzenler. Bu düzenlemeler sadece bir “formaliteden” ibaret değildir; sanığın hak kaybı yaşamaması için hayati önem taşır.
Sanığın Avukatla Görüşme Hakkı (CMK m.149-150)
- Sanık, soruşturmanın her aşamasında bir veya birden fazla müdafi (avukat) seçebilir.
- Eğer avukat tutacak maddi gücü yoksa, talebi üzerine baro tarafından kendisine zorunlu müdafi atanır.
- Sanık, ifade vermeden önce ve sonra avukatıyla görüşebilir.
- Avukatla görüşme hakkı, sanığın özgür iradesiyle savunma yapabilmesini garanti altına alır.
Avukat Görüşmesinin Sınırlandırılması (CMK m.151-154)
Her ne kadar temel bir hak olsa da bazı istisnai durumlarda kısıtlamalar getirilebilir:
- Terör suçları veya örgütlü suçlar söz konusu olduğunda, soruşturmanın selameti için hakim kararıyla 24 saat süreyle avukatla görüşme hakkı kısıtlanabilir.
- Ancak bu süre içinde ifade alınamaz. Yani sanığın savunma hakkı tamamen ortadan kaldırılamaz.
- Avukatla yapılan görüşmeler kural olarak gizlidir. Görüşmeye kolluk görevlisi katılamaz.
Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar
- Sanıklara “avukat istemez” şeklinde tutanak imzalatılması ve savunma hakkının fiilen ortadan kaldırılması.
- Avukatla görüşme taleplerinin geciktirilmesi veya kısıtlanması.
- Avukatla yapılan görüşmelerin gizliliğinin ihlal edilmesi.
Bu durumlar Anayasa’nın 36. maddesine ve AİHS’nin 6. maddesine aykırıdır.
Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi Yaklaşımları
- Yargıtay, savunma hakkının kısıtlanmasını “bozma sebebi” saymaktadır.
- AYM bireysel başvurularında, avukatla görüşme hakkının engellenmesini, “adil yargılanma hakkının ihlali” olarak değerlendirmektedir.
Bizimle iletişime geçebilirsiniz
Sonuç
Sanığın avukatla görüşme hakkı, ceza yargılamasının adil olmasının teminatıdır. Bu hakkın ihlali, davanın seyrini ve verilen hükmün geçerliliğini doğrudan etkiler. Dolayısıyla hem vatandaşlar hem de savunmayı üstlenen avukatlar, bu hakların farkında olmalı ve ihlal durumunda gerekli itirazları yapmalıdır.