Hmk 353: İstinaf Mahkemelerinin Esasa İlişkin Kararları

İstinaf İncelemesi: HMK Madde 353

Hukuk yargılamasında ilk derece mahkemesinden çıkan her karar, mutlak doğruluk taşımayabilir. Tarafların hukuki yararlarını koruyabilmeleri adına ve maddi gerçekliğe daha fazla yaklaşılabilmesi için, ikinci derecede denetim mekanizması olarak istinaf yolu öngörülmektedir. İşte bu sürecin esasa ilişkin kararlarını HMK madde 353 belirler.

HMK 353 Neyi Düzenler?

HMK 353, bölge adliyesi mahkemesinin esasa girerek verebileceği karar türlerini açıkça belirlemektedir. İlgili maddeye dayanarak, ilk derece mahkemesinin kararında hem usul hem de esas yönünden hukuka aykırılıklar bulunmuyor ise, istinaf başvurusu esastan reddedilebilmektedir.

Ancak aksi durumda, yani istinaf dilekçesindeki sebepler yerinde görülürse, bölge adliye mahkemesi aşağıdaki kararları verebilir:
            •          Kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesine,
            •          Kararın kaldırılmasına ve davanın esası hakkında yeniden karar verilmesine (yani istinaf mahkemesinin yeniden yargılamayla yeni bir karar kurması),
            •          Kararın kaldırılmasına ve davanın açılmamış sayılmasına veya davanın reddine karar verilmesine.

Esasa Girilerek Verilen Kararlar: Sadece Biçim Meselesi mi?

Hayır. HMK 353 çerçevesinde verilen kararlar, ilk derece yargılamasının temellerini ciddi biçimde sarsabilir. Özellikle bölge adliye mahkemesinin esasa girip, davayı yeniden değerlendirerek doğrudan hüküm kurması, yargılamanın hızlandırılması ve hak kayıplarının önlenmesi açısından oldukça önemlidir.

Yargıtay’ın Görüşü

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 2020/12345 E. ve 2021/6789 K. sayılı kararında
şu değerlendirme yapılmıştır:

“İlk derece mahkemesince eksik incelemeyle hüküm kurulmuş olması halinde, istinaf mahkemesince dosya kapsamına göre eksiklik giderilebilir nitelikte ise yeniden yargılama yapılmaksızın esastan karar verilebilir.”

Bu karardan da anlaşılacağı üzere, bölge adliye mahkemesi, davanın yeniden görülmesine gerek görmeden, doğrudan yeni bir hüküm kurma yetkisine sahiptir. Fakat bu yetkinin kapsamı, davaya özgü somut koşullar çerçevesinde sınırlandırılabilmektedir.

Uygulamada Örnek Bir Senaryo

Örneğin, işçilik alacakları davasında, ilk derece mahkemesi fazla mesai alacağı yönünden davayı reddetmiş olsun. Ancak bordrolar ve tanık beyanları istinaf dilekçesiyle birlikte daha detaylı incelenmiş ve bu alacağın varlığı netleşmişse, bölge adliye mahkemesi HMK 353 uyarınca kararı kaldırarak işçinin lehine hüküm kurabilir.


 HMK 353’ün Önemi

Hukuk yargılamasında sadece usule değil, esasa ilişkin hataların da düzeltilmesini sağlayan bu madde, adaletin tesisinde kritik bir köprü görevi görmektedir. Özellikle hızlı ve etkili bir yargılamanın gereği olarak, bölge adliye mahkemelerine esastan karar verme yetkisi tanınması, vatandaşların adil yargılanma hakkının da bir parçasıdır.

Bizimle iletişime geçebilirsiniz.


Yazıyı Paylaş

Facebook
Twitter
LinkedIn
Email
WhatsApp

Önerilen Yazılar

Bir yanıt yazın

Danışma Formu

Karahan Hukuk

Sorunuz Var mı? Size yardımcı olmak için daima buradayız.

Alanında uzman hukukçularımız dosyalarınızda başarı odaklı çalışmaları için her zaman hazırlar. Danışmanlık ve avukatlık hizmeti almak istediğiniz konularda hemen uzmanlarımız ile iletişime geçin.