Dolandırıcılık Suçu Nedir? (TCK 157)

Dolandırıcılık suçu, hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp onun veya başkasının zararına olacak şekilde kişinin kendisine veya başkasına yarar sağlamasıdır. Türk Ceza Kanunu’nun 157. maddesinde düzenlenen suç, kişilerin malvarlığına karşı işlenen bir suçtur. Dolandırıcılığı diğer malvarlığına karşı suçlardan ayıran, farklı kılan aldatma temeline dayanan bir suç olmasıdır.

Türk Ceza Yasasının 157. maddesinde, hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası verileceği hükme bağlanmıştır.

Dolandırıcılıkta korunan hukuki yarar malvarlığı değerleridir. Bu suçta irade özgürlüğü diğer bir anlatımla iyi niyet ve güven ihlal edilmektedir. Dolandırıcılık suçunda üç unsur karşımıza çıkmaktadır. Hileli davranış, aldatma ve zarar oluşturma/menfaat temin etmedir.

  1. Hileli Davranış: İkna edici davranışlarla gerçeği gizleyerek, muhatabın inceleme eğilimini etkilemek, onda yanlış kanı uyandırmak ve böylece almayacağı bir kararı vermeye yöneltmektir.

  2. Mağdurun Aldatılması: Mağdur, gerçekleştirilen hileli davranışlar sonucunda aldatılmalıdır.

  3. Mağdurun Zararına Yarar Elde Edilmesi: Mağdurun malvarlığının zarara uğraması karşılığında failin kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekir.

Dolandırıcılık Suçunun Manevi Unsuru

Dolandırıcılık suçunun manevi unsuru genel kasttır. Fail, gerçekleştirdiği davranışların hileli olduğunu, mağduru aldatacağını bilerek ve isteyerek hareket etmelidir. Bununla birlikte, failin hileli davranışlar sonucu aldatılan mağdurun aldatılmanın etkisiyle kendisinin veya başkasının malvarlığında azalma meydana getirecek tasarrufta bulunacağını öngörmesi ve istemesi de gerekir

Dolandırıcılık Suçunda Hile

Dolandırıcılıkta hile, suçun unsurlarından biridir. Dolandırıcılıkta fail, mağduru hileli davranışlarla aldatmaktadır. Ancak dikkat edilmesi gereken husus, hileli davranışın, belli bir ağırlığa sahip olması, ustaca gerçekleştirilmesi ve yoğun olması gerektiğidir.

Dolandırıcılık Suçu Zamanaşımı, Şikâyet ve Uzlaştırma

Suçun zamanaşımı süresi 8 yıldır. Olağanüstü zamanaşımı süresi ise 12 yılı geçemez.
Dolandırıcılık suçunda şikâyet, normal koşullarda aranmaz. Yani suç şikâyete tabi değildir, re ’sen takibi gerektiren suçlardandır. Ancak Türk Ceza Kanunu’nun 159. maddesinde belirtilen, dolandırıcılığın, bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla işlenmesi halinde, suçun takibi şikâyete bağlı olmaktadır.

Dolandırıcılık suçu normal koşullarda uzlaşmaya tabi değildir. Yalnızca Türk Ceza kanunun 159. maddesi kapsamına giren hallerde yani dolandırıcılığın bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla işlenmesi halinde suç uzlaşmaya  tabidir.

Basit Dolandırıcılık Suçu Cezası

Basit dolandırıcılık suçu cezası, Türk Ceza Kanunu’nun 157. maddesinde düzenlendiği üzere, bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasıdır. Dolandırıcılığın, bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla işlenmesi halinde, şikâyet üzerine, altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.

Nitelikli Dolandırıcılık Nedir?

Nitelikli dolandırıcılık suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 158. maddesinde düzenlenmiştir. Nitelikli dolandırıcılık, dolandırıcılığın ağırlaştırılmış halleridir. 

Nitelikli Dolandırıcılık Suçunun Unsurları Nelerdir?

Nitelikli hallerin bir kısmı mağdurun niteliği ve failin saikinden, kullanılan araç ve yöntemlerden, bir kısmı ise failin amacından hareketle nitelikli hal olarak düzenlenmiştir.

Nitelikli dolandırıcılık suçunun unsurları, dolandırıcılık suçunun unsurlarıyla aynıdır. Ancak Türk Ceza Kanunu’nun 158. maddesinde belirtildiği üzere, nitelikli hallerde mağdurun niteliği, failin saiki, kullanılan araç ve yöntem, failin amacı gibi haller ek unsurlar olarak karşımıza çıkmaktadır.

Nitelikli Dolandırıcılık Türleri Ve Yargıtay Kararları

Nitelikli dolandırıcılık, Türk Ceza Kanunu’nun 158. maddesinde ayrıntılı olarak belirtilmiştir. 

1-) Dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle dolandırıcılık: Dolandırıcılığın dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle işlenmesi halinde fail basit değil nitelikli dolandırıcılıktan hüküm giyecektir. Ülkemizde bu tür dolandırıcılık örneğine sıkça rastlanmaktadır.

“… Sanık hayali bir yaratıkla işbirliği yaptığını, kendisine verilen paranın Allah’a verildiğini, yabancı istihbarat birimlerinin peşinde olduğu gibi yalanlarla mağdurları aldattığından TCK’nın 158/1-a maddesinde düzenlenen dini inanç ve duyguların İstismar edilmesi suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçu meydana gelmiştir (Yargıtay 15. Ceza Dairesi – 2012/39544 karar).”

2-) Kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle dolandırıcılık: Failin, dolandırıcılığı kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlarından yararlanmak suretiyle işlemesi halinde fail nitelikli dolandırıcılık suçunu işlemiş sayılacaktır.  TCK’nun 158/1-b maddesinde yer alan “zor şartlar” ibaresi, suçun mağduru esas alınarak değerlendirilmeli, mağdurun zor şartlarda bulunup bulunmadığı, olaysal olarak ve subjektif olarak açıklanmalıdır. Bu nitelikteki olaylarda, sanığın hedefindeki mağdur, olayın koşullarına göre çaresizlik içinde bulunmakta, bu psikolojik baskı altında daha çok savunmasız kalmakta ve bu anlamda kendisine uzanacak bir yardım eline her zamankinden daha fazla ihtiyaç duymaktadır.

Bu kapsamda; “mağdurun veya bir yakınının bir trafik kazasına maruz kalması, değişik nedenlerle hastanede tedavi görürken kendisi veya bir yakını için acil ve yoğun bir yardıma ihtiyaç duyması, deprem felaketi sonrası ruhsal ve bedensel olarak muhtaç duruma düşmesi zor şart olarak değerlendirilebilecek örnekler arasında sayılabilir. Fakat, her trafik kazasında veya her hastalıkta kişinin zor şartlar altında olduğu kabul edilmemelidir. Söz konusu olayın meydana geldiği zaman dilimi, hastalığın veya yaralanmanın boyutu, olaya maruz kalan kişinin ekonomik ve sosyal durumu, olaydan etkilenme derecesi, olayın gelişim süreci, sanığın olaya müdahale tarzı ve zamanlaması gibi hususlar, anlık olarak kişinin zor durumda olup olmadığını belirlemede kriter olarak değerlendirilmelidir (Yargıtay Ceza Genel Kurulu-K.2017/31).

3-) Kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanmak suretiyle dolandırıcılık: Dolandırıcılığın nitelikli hallerinden biri de kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanmak suretiyle işlenmesidir.

“…Sanığın, suç tarihinde, daha önceden tanıdığı olan, algılama yeteneği zayıf ve %99 oranında özürlü olan mağdurun yanına gelerek, Selma isminde bir dul bayan olduğunu ve bu bayan ile kendisini evlendirebileceğini, bunun içinde yüzük almaları gerektiğini söyleyerek mağdurun inanmasını sağladıktan sonra, mağdur adına Bakanlık tarafından yatırılan özürlü maaşını PTT şubesinden çektirerek aldığı, sanığın bu surette hileli eylemlerle mağdurun algılama yeteneği zayıflığından faydalanarak haksız menfaat temin ettiği, sanığın tevil yollu ikrar içeren savunması, katılan, mağdur ve tanık beyanı, rapor, kamera kayıt görüntüleri ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığından, nitelikli dolandırıcılık suçunun oluşmuştur (Yargıtay 23. Ceza Dairesi – Karar :2016/11042).”

4-) Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık: Dolandırıcılığın kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesidir.

“…Sanık, mağdurun hesabından para çekmek için mağdura ait sahte nüfus cüzdanı ibraz etmiş, fotokopi çeken banka görevlisi şüphelenerek ilgili şubeden teyit aldığında nüfus cüzdanının sahte olduğu ortaya çıkmıştır. Sanık, resmi evrakta sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçu nedeniyle cezalandırılmıştır. Hükmün, sanığın resmi evrakta sahtecilik suçu nedeniyle cezalandırılmasına ilişkin kısmı yerindedir. Ancak, banka veya kredi kurumunun araç olarak kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçu nedeniyle TCK 158/1-f maddesi gereği sanığa verilen ceza yerinde değildir. Sanık, bankanın maddi varlıklarını değil, nüfus müdürlüğünün maddi varlığı olan nüfus cüzdanını kullanmıştır. Bu nedenle sanığın TCK 158/1-d maddesi gereği kamu kurum ve kuruluşlarının araç yapılarak nitelikli dolandırıcılık suçu nedeniyle cezalandırılması gerekir (Y15CD- K.2014/13241).

5-) Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık: Dolandırıcılığın kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak işlenmesi halidir.

“… Sanık sosyal güvenceden yararlanmak için kendisini gerçekte çalışmadığı bir işyerinde çalışıyormuş gibi göstermiş, ancak sosyal güvenlik kumununun (SGK) sağladığı sağlık hizmetinden yararlanmak için kuruma başvurmamıştır. Kurumun herhangi bir zararı oluşmadığından, sanık nitelikli dolandırıcılık suçundan değil özel evrakta sahtecilik suçundan cezalandırılmalıdır (Yargıtay 23. Ceza Dairesi – 2015/149 karar).”

6-) Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık: Dolandırıcılığın bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesidir.

“…Sanık, bir internet sitesi üzerinden araç satışı için ilan vermiş, mağdurun alıcı olarak araması üzerine önce kapora bedeli adı altında bir miktar parayı hesabına yatırtmış, daha sonra eşinin hastanede olması nedeniyle acil paraya ihtiyacı olduğunu söyleyerek mağdurdan tekrar para almış ancak daha sonra ortadan kaybolmuştur. Sanığın eylemi bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçu teşkil etmektedir…(Yargıtay 15. Ceza Dairesi – 2012/31436 karar).”

7-) Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle dolandırıcılık: Dolandırıcılık suçunun basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle işlenmesi durumunda nitelikli dolandırıcılık söz konusu olacaktır.

 “Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle” işlenmesi nitelikli bir hâl olarak düzenlenmiştir. Bu nitelikli halin uygulanması için, basın ve yayın araçlarının dolandırıcılık suçunun işlenmesinde özel bir kolaylık sağlamış olması gerekir. Failin, yarar sağlamak için gerçek olmayan bir durumu basın organında haber ya da reklam olarak yayınlatması ve bunu mağduru aldatmada kullanması halinde basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle dolandırıcılık suçu işlenmiş olacaktır. Suça konu somut olayda; eylemin gazeteye verilen ilan ile gerçekleşmesi ve tarafların biraraya gelmemelerini gözetmeden, TCK 158/1-g maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçu yerine, basit dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 15.CezaDairesi-2021/1896).”

😎 Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında; kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında, dolandırıcılık: Maddede, dolandırıcılığın tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında işlenmesi hali nitelikli hal kabul edilmiştir.

“5237 sayılı TCK’nın 158/1-h maddesinde düzenlenen suçun oluşabilmesi için, öncelikle bir şirketin olması, failin ise o şirketin yöneticisi veya şirket adına hareket etmeye yetkili temsilcisi, şirket müdürü olması ve suçun, şirketin faaliyeti sırasında ve yine bu faaliyetle ilgili olarak üçüncü kişilere karşı işlenmesinin gerektiğinden hareketle, sanık savunmaları, tanık anlatımı, müşteki beyanları, Maslak Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün cevabi yazısı ve tüm dosya kapsamından, sanık …’ın işlettiği iş yerinin TCK’nin 158/1-h maddesi kapsamında ticari şirket olmayıp, şahıs işletmesi olması karşısında, sanıkların eylemlerinin TCK’nin 157/1. maddesinde düzenlenen basit dolandırıcılık suçunu oluşturacağı kabul edilmelidir (Yargıtay 11.CezaDairesi-K.2022/265)”

9-) Serbest meslek sahibi kişiler tarafından, mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması suretiyle dolandırıcılık: Dolandırıcılığın serbest meslek sahibi kişiler tarafından mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması suretiyle işlenmesi hali ağırlaştırıcı hal olarak yer almıştır.

“5237 sayılı TCK’nin 158/1-i bendinde, serbest meslek sahibi kişiler tarafından mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması suretiyle işlenmesi, halinin nitelikli dolandırıcılık hali olarak kabul edildiği, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 65/2 maddesinde, “serbest meslek faaliyeti sermayeden ziyade şahsi mesaiye ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır” şeklinde tanımlandığı, aynı Kanun’un 66. maddesi ise “serbest meslek faaliyetini mutat meslek halinde ifa edenler serbest meslek erbabıdır” denildiği, aynı Kanun’un 37. maddesinin 4. bendinde ise gayrimenkullerin alım, satım ve inşa işleriyle uğraşanların bu işlerinden doğan kazançlarının bu kanunun uygulanmasında ticari kazanç sayılacağı belirtildiği, yasada kendi nam ve hesabına mesleğin gerektirdiği etik kurallara uygun olarak çalışması gereken kişilerin toplumda kendilerine duyulan güveni kötüye kullanmak suretiyle dolandırıcılık suçunu işlemeleri hali nitelikli dolandırıcılık olarak düzenlenmiş ise de, bu bendin uygulanabilmesi için failin serbest meslek mensubu olması ve dolandırıcılık suçunu da mesleği gereği kendisine duyulan güveni kötüye kullanmak suretiyle işlemesi gerekir (Yargıtay 11.CezaDairesi-K.2021/6578).”


10-) Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla dolandırıcılık: Dolandırıcılık suçu, banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla işlenirse fail Türk Ceza Kanunu’nun 158. maddesine göre cezalandırılacaktır.

“Sanığın, gazeteye satış ilanı vererek, kendisini telefonla arayan katılandan, kapora adı altında banka hesabına havale yaptırmak suretiyle para almaktan ibaret eyleminde, bankanın sadece ödeme aracı olduğu, katılanın aldatılmasında etkisinin bulunmadığı cihetle eylemin, 5237 sayılı TCK’nin 157/1. maddesinde tarif edilen dolandırıcılık suçunun oluştuğu gözetilmeden, yazılı şekilde 5237 sayılı TCK’nin 158/1-f maddesi ile hüküm kurularak fazla ceza tayini, bozma nedenidir (Yargıtay 15.CezaDairesi-K.2014/361).”

11-) Sigorta bedelini almak maksadıyla dolandırıcılık: Dolandırıcılığın sigorta bedelini almak maksadıyla yapılması hali nitelikli dolandırıcılık kapsamında değerlendirilmiştir.

“… Sanık, trafik kazası yaptığı gerekçesiyle olay mahaline polis çağırmış, polis trafik kazasının gerçekleşip gerçekleşmediği konusunda şüphe duyduğu için trafik kazası tespit tutanağı tutmamıştır. Sanık, bunun üzerine kasko şirketine aynı içerikli beyanda bulunarak hasarı talep etmiş ve hasar bedeli kendisine ödenmiştir. Polisin trafik kazasının şüpheli olduğunu beyan ederek trafik kazası tespit tutanağı düzenlememesi, sanığın tek başına sigorta bedelini almak maksadıyla nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğini ispatlamaz…” (Yargıtay CezaGenelKurulu-K.2015/42).”

12-)Kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle dolandırıcılık: 2016 yılında yapılan eklemeyle, kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle işlenmesi hali de nitelikli dolandırıcılık suçu kapsamına alınmıştır. Kişinin kendisini kamu görevlisi olarak tanıtması, banka veya kredi kurumu çalışanı olarak göstermesi ya da bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi muhatabın kendisinden talep edilen hususu ciddi bir şekilde sorgulamasının önüne geçmekte, olayın inandırıcılığını artırmaktadır. Böylelikle dolandırıcılık kamu görevlilerine, sigorta veya kredi kurumlarına olan güvenin istismarı suretiyle kolaylıkla işlenmiş olmaktadır. Kanun koyucu bu suiistimali önleyebilmek ve bu tür dolandırıcılıkla etkin bir şekilde mücadele edebilmek için bu nitelikli hali ihdas etmiştir.

…Sanığın şikayetçiyi telefon ile arayarak kendisini polis memuru olarak tanıttığı ve telefonu “savcı bey” diyerek birisine verdiği, arkadan telsiz seslerinin geldiği, şikayetçiye “sizin telefon numarasına 28-29 tane telefon açılmış sizi dolandırıyorlar, bu hatları kullanan şahısları yakalamamız için size vereceğim hesap numaralarına para yatırın, parayı çekerken şahısları yakalayacağız” dediği, şikayetçinin de 15.925 TL ve 15.800 TL’yi sanığın adına olan hesap numarasına yatırdığı, paranın sanık tarafından çekildiği iddia olunan olayda; kişinin kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumu çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle” dolandırıcılık suçunun, 02.12.2016 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 14. maddesi ile TCK’nın 158. maddesine “l” bendi olarak eklenmiş olması, 5235 sayılı Kanunun 11. maddesi gereğince bu maddede yazılı suçlarla ilgili davaya bakma görevinin asliye ceza mahkemesine ait olmayıp üst dereceli ağır ceza mahkemesine ait ve bu düzenlemenin sanık lehine olması karşısında, görevsizlik kararı verilmesi gerekir.” (Y23CD-K:2016/11250).”

Dolandırıcılık Suçu Cezası

Dolandırıcılık suçunun cezası suçun niteliğine göre farklılık göstermektedir. Suçun basit ve nitelikli hallerine göre ayrı başlık altında dolandırıcılık suçu cezaları belirtilecektir.

Nitelikli Dolandırıcılık Suçu Cezası

Nitelikli dolandırıcılık suçu cezası, Türk Ceza Kanunu’nun 158. maddesinde düzenlendiği üzere, , üç yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasıdır. Ancak, maddenin (e), (f), (j), (k) ve (l) bentlerinde sayılan hâllerde hapis cezasının alt sınırı dört yıldan, adli para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz.

Dolandırıcılık Suçunda Cezayı Artıran Haller

Türk Ceza Kanunu’nun 158/son maddesine göre, 158. madde ile 157’nci maddede yer alan suçların, üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında; suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde verilecek ceza bir kat artırılır.

Dolandırıcılık Suçu ve Etkin Pişmanlıkta Ceza İndirimi

Dolandırıcılık suçunda etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak mümkündür. Türk Ceza Kanunu’nun 168. maddesine göre, suç tamamlandıktan sonra ve fakat bu nedenle hakkında kovuşturma başlamadan önce, failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisine kadarı indirilir.

Etkin pişmanlığın kovuşturma başladıktan sonra ve fakat hüküm verilmezden önce gösterilmesi halinde, verilecek cezanın yarısına kadarı indirilir. Kısmen geri verme veya tazmin halinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için, ayrıca mağdurun rızası aranır.

Dolandırıcılık Suçunda Görevli Ve Yetkili Mahkeme Neresidir?

Basit dolandırıcılık suçunda görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir. Nitelikli dolandırıcılık suçunda görevli mahkeme ise ağır ceza mahkemesidir.

Yetkili mahkeme genel yer bakımından yetki kuralları çerçevesinde belirlenir. Buna göre genel kural olarak, dolandırıcılık suçunda yetkili mahkeme, suçun işlendiği yer mahkemesidir.

Dolandırıcılık Suçu ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesindeki koşulların varlığı halinde dolandırıcılık suçunda da hükmün açıklanmasının geri bırakılması mümkündür. Diğer suçlardaki koşullar bu suç açısından da geçerlidir. Dolandırıcılıkta hükmün açıklanmasının geri bırakılması için, diğer koşullarla birlikte yapılan yargılama sonunda hükmolunan cezanın, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası olması gerekir.

Dolandırıcılık Suçu ile İlgili Hukuki Destek

Dolandırıcılık suçu, ceza hukukunun karmaşık alanlarından biridir ve suçun oluşumu, ceza miktarı ve savunma stratejileri açısından profesyonel hukuki destek gerektirebilir. Karahan Hukuk Bürosu, dolandırıcılık suçları konusunda uzman kadrosuyla hukuki destek sağlamakta, müvekkillerinin haklarını etkili bir şekilde savunmaktadır.

Dolandırıcılık suçu kapsamında doğru savunma ve danışmanlık hizmeti almak, hak kayıplarını önlemek adına kritik öneme sahiptir.

Türk Ceza Kanunu’nda dolandırıcılık suçu ciddi yaptırımlara tabi bir suç olup, suçun niteliğine göre farklı şekillerde cezalandırılmaktadır. Bu nedenle suç mağdurları veya failleri için hukuki destek almak, süreci doğru yönetmek adına büyük önem taşımaktadır.

Kaynak : https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=5237&MevzuatTur=1&MevzuatTertip=5

(Mahmut Koca/İlhan Üzülmez, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, … Yayınevi, 7. Baskı, … 2020, s. 755.).

https://karararama.yargitay.gov.tr

Yazıyı Paylaş

Facebook
Twitter
LinkedIn
Email
WhatsApp

Önerilen Yazılar

Bir yanıt yazın

Danışma Formu

Karahan Hukuk

Sorunuz Var mı? Size yardımcı olmak için daima buradayız.

Alanında uzman hukukçularımız dosyalarınızda başarı odaklı çalışmaları için her zaman hazırlar. Danışmanlık ve avukatlık hizmeti almak istediğiniz konularda hemen uzmanlarımız ile iletişime geçin.