Devlet, kamunun korunması ve toplum düzeninin sürdürülmesi görevini savcılık makamına vermiş olup, suç nedeniyle oluşabilecek huzursuzluğun önüne geçilmesi için kamu otoritesinin istikrarının sağlanmasını esas alır; bu doğrultuda toplumu doğrudan ya da dolaylı biçimde etkileyebilecek suçlar kanunlar aracılığıyla denetim altına alınır ve gerekli görüldüğünde cezalandırma mekanizması devreye sokulur; savcılık, devlet tarafından yetkilendirilen iddia makamı sıfatıyla toplum adına hareket ederek kamu davasını açar ve bu davalar ceza yargılamasında savcı tarafından mahkemeye yöneltilen iddialar ile yürütülür; bir suç işlendiği yönünde şikâyet bulunması veya savcının re’sen harekete geçme yetkisini kullanmasıyla soruşturma başlatılır, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcısı yeterli şüpheyi ortaya koyacak delillere ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davasını açar, ancak delillerin yetersizliği veya kovuşturmanın mümkün olmaması hâlinde ise kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.
Kamu Davası Nasıl Açılır?
Cumhuriyet savcısı tarafından yürütülen ceza yargılamalarında, suç işlendiğine dair bilginin herhangi bir yolla savcılığa ulaşması üzerine –şikâyete bağlı suçlarda mağdurun başvurusu sonucu ya da şikâyete bağlı olmayan suçlarda savcının re ’sen harekete geçmesiyle– soruşturma süreci başlatılır. Ceza yargılamasında, soruşturmanın hangi şekilde başladığının kamu davasının niteliğini değiştirdiği söylenemez; her iki hâlde de asıl amaç, kamu düzeninin korunması ve toplumun suçtan doğrudan veya dolaylı olarak zarar görmesinin önlenmesidir. Bu nedenle soruşturma, kamu adına yürütülür ve yeterli suç şüphesine ulaşılması durumunda Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek kamu davasını açar. Kamu davasında savcı, toplumun menfaatlerini koruyan iddia makamı sıfatıyla taraf konumundadır ve yargılama boyunca iddiasını delillerle desteklemekle yükümlüdür. Ceza mahkemelerinde görülen tüm kamu davalarının temel fonksiyonu, işlenen suç nedeniyle bozulan kamu düzeninin yeniden tesis edilmesidir.
Savcılık, soruşturma aşamasında delilleri toplar, değerlendirir ve suçun işlendiğine dair “yeterli şüphe” oluştuğuna kanaat getirirse kovuşturma aşamasına geçilerek iddianame mahkemeye sunulur; aksi hâlde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar (KYOK) verilir. Böylece masumiyet karinesine uygun olarak, yargının gereksiz meşguliyeti önlenmiş olur. Özellikle topluma karşı tehlike arz eden suçlarda kamu otoritesinin devreye girmesi zorunluluk arz eder. Bu husus 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 170. maddesinde açıkça düzenlenmiş olup, kamu güvenliğini bozma tehlikesi taşıyan genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçlarında kamu davası açma yetkisi münhasıran Cumhuriyet savcısına verilmiştir. Bu düzenleme, kamu düzeni ve güvenliğinin ceza hukuku koruması altında olduğunu gösteren önemli bir örnektir.
Kamu davası açılmadan önce düzenlenecek olan iddianamede çeşitli hususlar yer alır. Savcılık tarafından hazırlanan, görevli ve yetkili mahkemeye sunulan iddianamede yer verilmesi gereken hususlar aşağıdaki gibi sıralanır:
- Şüpheli kimlik bilgileri,
- Müdafi,
- Suçtan zarar gören, maktul ya da mağdurun kimlik bilgileri,
- Suçtan zarar gören ya da mağdur olanın kanuni temsilcisi veya vekili,
- Açıklanması sakıncalı değilse ihbarı yapan kişinin kimlik bilgileri,
- Şikayetçinin kimlik bilgileri,
- Şikâyet tarihi,
- Suç ve suça ilişkin uygulanacak kanun maddeleri,
- Suç delilleri,
- Şüphelinin tutukluluk durumu varsa bilgileri.
Savcılık makamı iddianameyi düzenlerken şüpheliye yüklenen suça ilişkin olaylar ve mevcut delilleri beraber değerlendirir. İddianamenin sonuç bölümünde ise şüphelinin hem lehinde hem de aleyhinde görülen hususlara yer verilir.
Ayrıca sonuç bölümünde yer verilmesi gereken bir diğer husus da suça istinaden ilgili kanun uyarınca hangi cezalara ve güvenlik tedbirlerine hükmedilmesinin talep edildiğidir. Suç tüzel kişi faaliyeti kapsamında işlendiğinde ise tüzel kişiye uygulanması talep edilen güvenlik tedbirinin ne olması gerektiği de açıklanır.
Kamu Davası Açmada Takdir Yetkisi
Cumhuriyet savcısının kamu davası açma yetkisi kural olmakla birlikte, kanun koyucu bazı istisnai durumlarda savcılığa takdir yetkisi tanımıştır; ancak bu yetki sınırsız olmayıp belirli koşulların varlığında kullanılabilir. 5237 sayılı TCK’nın 171. maddesi uyarınca savcı, soruşturma aşamasında yeterli şüpheye ulaşmayı sağlayacak nitelikte delil bulunmadığında veya kovuşturmanın mümkün olmadığı durumlarda “kovuşturmaya yer olmadığına dair karar” (KYOK) verebilir. Bunun yanı sıra, suçun niteliği ve failin kişisel özellikleri gibi hususları dikkate alarak kamu davasının açılmasının ertelenmesine hükmetmesi de yine savcının kamu davası açma takdir yetkisinin bir sonucudur. Her iki ihtimalde de amaç, ceza yargılamasının gereksiz yere işletilmesini önlemek, adli kontrol mekanizmasını etkin ve ölçülü şekilde kullanmak ve ceza adalet sisteminin kamu yararına uygun biçimde işletilmesini sağlamaktır.
KYOK Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar
KYOK (Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar) alınması sürecinde Cumhuriyet savcısı, bazı özel hususları dikkate almak zorundadır. Bunlar arasında, cezanın uygulanmasını ortadan kaldırabilecek şahsi nedenlerden biri olan etkin pişmanlık ön plana çıkar. Ayrıca failin şahsi cezasızlık nedenlerine sahip olması hâlinde de KYOK kararı verilebilir. Etkin pişmanlık veya şahsi cezasızlık nedenlerinin mevcut olduğu durumlarda savcılık, soruşturma sırasında delilleri değerlendirerek kovuşturmaya yer olmadığına karar verebilir; bu karar, savcının kamu davası açma takdir yetkisi kapsamında alınabilecek istisnai bir uygulamadır. Verilen KYOK kararına karşı ise Ceza Muhakemesi Kanunu uyarınca belirli süre ve usuller çerçevesinde itiraz hakkı bulunmaktadır. Bu mekanizma, savcılığın takdir yetkisinin denetlenmesini ve kamu adaletinin korunmasını sağlar.
Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi
Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı savcılığın verebileceği kararlardan biridir. Ön ödeme ve uzlaştırma kapsamı dışındaki suçlar için bu karar alınabilir. Bu kararın alınması sırasında ise bazı koşulların oluşup oluşmadığının önemi bulunmaktadır.
Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verileceği zaman yeterli suç şüphesi olmasına rağmen ve üst sınırı 3 yıl ya da daha az süreli hapis cezasının uygulanabileceği suçlar için bu uygulamaya gidilebilmektedir.
Koşulların varlığı halinde Cumhuriyet savcısının 5 yıl süre ile kamu davasının açılmasını erteleme kararı alması halinde şüpheli ya da suçtan zarar görenin bu karara itiraz etme hakkı bulunur. Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı koşulları aşağıdaki gibi sıralanır:
- Şüpheli kasıtlı bir suç nedeni ile daha önce hapsi cezası mahkumiyeti almamış olmalıdır.
- Mahkemenin şüpheli hakkında yeni bir suç işlemeyeceğine dair kanaate sahip olması gerekir.
- Toplum veya şüpheli açısından kamu davasının ertelenmesinin dava açılmasına kıyasla daha fazla yararı bulunmalıdır.
- Suç sebebi ile oluşan zarar giderilmelidir. Aynen iade, tazmin ya da suçtan önceki haline getirme şeklinde zararın telafi edilmesi ve koşulların birlikte oluşması halinde kamu davasının açılması ertelenebilir.
- Ertelenme söz konusu olduğunda süresi içindeyken kasıtlı bir suç işlenmez ise KYOK kararı verilir. Şüpheli erteleme süresinde yeni bir suçu kasıtlı olarak işlediği takdirde kamu davasının açılması söz konusu olur.
KYOK, Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi Uygulanmayan Durumlar
Bazı suçlar söz konusu olduğunda KYOK kararı alınamayacağı gibi kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı da uygulanmaz. Bu suçlar aşağıdaki gibi sıralanır:
- Örgüt kurmak sureti ile suç işlemek üzere hareket etmek veya örgüte üye olmak ve örgüt yönetmek suçları sebebi ile bu kararlar uygulanmaz. Örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar için bu uygulamalardan yararlanılamamaktadır.
- Asker kişilerce işlenen askeri suçlarda ve kamu görevlisinin görevi sebebi ile işlediği suçlarda da bu kararlar uygulanamamaktadır. Ayrıca kamu görevlisine karşı görevi dolayısı ile işlenen suçlar için de aynı durum geçerlidir.
- Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenecek suçlar için de KYOK kararı alınamayacağı gibi kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı da uygulanamamaktadır.
Kamu Davası Süresi
Kamu davası açma yetkisine sahip olan Cumhuriyet savcısı kamu davasının mecburiliği ilkesi uyarınca hareket eder. Bu kapsamda da işlenen suça ilişkin yeterli düzeyde delil elde edilmiş ise ve bu deliller suç şüphesi oluşturmaya elverişliyse kamu davası açılmak üzere savcılık tarafından iddianame düzenlenerek görevli ve yetkili ceza mahkemesinde kamu davası açılır.
Kamu davası süresi ise çeşitli durumlar dahilinde değişebilir. Kamu davasının sonuçlanma süresi üzerinde etkisi olan unsurlardan biri suçun niteliğidir. Mahkemelerin iş yükü, sanık ve katılan sayısı, toplanması gereken delillerin kapsamı, mahkemenin bulunduğu il gibi unsurlar kamu davasının sonuçlanma süresini belirler.
Kamu davalarının ortalama sonuçlanma süresi 6 ay ile 2 yıl arasında değişebilir. Yerel mahkeme süresi olarak bu zaman aralığı geçerli olurken ayrıca istinaf ve temyiz süreleri de bulunur. Bu süreyi belirleyen unsurlar da davanın kapsamı, mahkemelerin iş yoğunluğu, sanık ve katılan sayılarıdır.
Kamu Davası Nasıl Düşer?
Kamu davasının düşmesi TCK’da öngörülen düşme sebeplerinin varlığı söz konusu ise mümkündür. Soruşturma sonucunda yeterli suç şüphesi oluşturacak delil elde edilemediğinde ya da kovuşturma imkânı olmadığında dava düşer. Kamu davasının düşmesine yol açan sebepler şunlardır:
- Şikâyete bağlı suçlar için şikâyetten vazgeçilmesi,
- Sanığın vefatı,
- Genel af çıkması,
- Ön ödeme,
- Uzlaşma,
- Soruşturma iznine tabi olan hususlarda soruşturma izni verilmemesi.
Kamu Davası Cezaları Nelerdir?
Kamu davasında ceza verilmesi, sanık hakkında mahkûmiyet kararı verilmesi demektir. İsnat edilen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olması durumunda, mahkumiyete yani cezalandırmaya karar verilir. Suça karşılık olarak sanığa verilecek yaptırımlar ise hapis ve adli para cezalarıdır.
Kamu Davası Nasıl Sonuçlanır?
Kamu davasına bakan mahkeme tarafından verilen hüküm, cezai uyuşmazlık hakkında verilen son karardır. Bu kararla birlikte davaya konu edilen cezai uyuşmazlık çözüm bulur; davanın esası hallolur, ceza muhakemesi sona erer. Kamu davasında verilebilecek hükümlerse Ceza Muhakemesi Kanunu m.223/1’de şu şekilde düzenlenmiştir:
- Beraat,
- Ceza verilmesine yer olmadığı,
- Mahkumiyet,
- Güvenlik tedbirine hükmedilmesi,
- Davanın reddi,
- Davanın düşmesi kararı.
Şimdi söz konusu hükümleri kısaca izah edelim.
1.Beraat
Beraat, failin cezalandırılmaması anlamına gelir ve sanığın suçsuz bulunması durumunu ifade eder. Ceza yargılamasında beraat kararı, kişinin üzerine atılı fiilin yasada suç olarak düzenlenmemesi veya suç teşkil etmesine rağmen sanığın bu fiili işlemediğinin kesin olarak tespit edilmesi hâlinde verilir. Bunun yanı sıra, isnat edilen suç bakımından failin kast veya taksirinin bulunmaması, fiilin hukuka uygunluk sebepleri çerçevesinde işlenmiş olması veya somut olayda suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması durumlarında da beraat kararı verilebilir. Beraat, ceza adalet sisteminde masumiyet karinesinin uygulamadaki somut göstergesidir.
2.Ceza Verilmesine Yer Olmadığı
Ceza verilmesine yer olmadığı kararı, fiilin suç teşkil etmesine rağmen sanığın cezalandırılmaması gerektiği durumları kapsar. Bu karar, özellikle sanığın yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, sağır veya dilsiz olma hali ya da geçici etkenler gibi kişisel durumlarının varlığı hâlinde verilir. Ayrıca, suçun hukuka aykırı olmasına karşın bağlayıcı bir emrin yerine getirilmesi, mecburiyet altında veya cebir ve tehdit altında işlenmesi de ceza verilmesine yer olmadığı hallerindendir.
Meşru müdafaa durumunda heyecan, korku veya telaş nedeniyle sınırın aşılması, kusuru ortadan kaldıran hataya düşülmesi gibi hâller de bu kararı gerektirir. Bunun yanı sıra, etkin pişmanlık göstermesi, şahsi cezasızlık sebeplerinin bulunması, karşılıklı hakaret durumları veya işlenen eylemin haksızlık içeriğinin azlığı gibi durumlar da ceza verilmesine yer olmadığı kararının verilmesine yol açar. Bu kararlar, ceza hukuku açısından suçun varlığı ile failin sorumluluğu arasında ölçülü bir ayrım yapılmasını sağlar.
3.Mahkûmiyet
Sanığın cezalandırılmasını ifade eder. İsnat edilen suçu işlediğinin sabit bulunması durumunda, sanık hakkında mahkumiyete karar verilir. Suça karşılık olarak sanık hakkında uygulanan yaptırım ise hapis ve adli para cezalarını içerir.
4.Güvenlik Tedbirine Hükmedilmesi
Suçun işlendiğinin sabit olduğu hallerde, güvenlik tedbirlerine hükmedilmesi kararı verilebilir. Güvenlik tedbirleri; işlenen suçla ilişkili olarak söze konu eylemi işleyenin göstermiş olduğu tehlikelilik dikkate alınarak suç konusuyla alakalı yahut suçun işlenişinde kullanılan araçla ilişkili olarak uygulanan, eğitim, koruma, iyileştirme, tedavi etme, tehlikeliliği engelleme gayesi taşıyan ceza hukuku yaptırımıdır.
5.Davanın Reddi
Aynı eylem sebebiyle aynı sanık hakkında geçmişte verilmiş bir hüküm yahut açılmış bir dava mevcutsa davanın reddi kararı verilir.
6.Davanın Düşmesi
TCK ile düzenlenen düşme sebeplerinin varlığı yahut soruşturma ya da kovuşturma koşulunun gerçekleşmeyeceğine kanaat edilmesi durumlarında, davanın düşmesi kararı verilir. Fakat soruşturma ya da kovuşturma yapılması koşula bağlanmışsa ve koşulun henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa işbu koşulun gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir.
Son olarak, kamu davaları çerçevesinde başlatılan soruşturmalar ve yürütülen kovuşturmalarda hak ve menfaat kaybı yaşanmaması adına uzman bir ceza avukatı tarafından temsil olunmak son derece önemlidir.
-Akdoğan, Orhan. Ceza Yargılaması ve Kamu Davası. Ankara: Adalet Yayınevi, 2019.
-Demirtaş, Serkan. “Kamu Davası ve Cumhuriyet Savcısının Takdir Yetkisi.” Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 74, 2022, ss. 45-68.
 
				


