Apartman hayatı, pek çok avantajı beraberinde getirse dahi zaman zaman komşuluk ilişkilerinde çatışmalara yol açabilmektedir. Gürültü, balkona çamaşır asma ve sigara dumanı gibi gündelik problemler hukuken de tartışma konusudur. Türk Medeni Kanunu’nun 737. maddesi uyarınca kimse mülkiyet hakkını başkasına zarar verecek şekilde kullanamaz. Yani, “benim evim, istediğimi yaparım” anlayışı komşuluk hukukunda kesinlikle geçerli değildir.
Gürültü Sorunları
Gürültü, apartmanlarda en çok karşılaşılan problemlerden biri. Özellikle gece geç saatlerde yüksek sesle müzik dinlemek, tadilat ya da sürekli olarak gürültülü davranışlarda bulunmak komşuların huzurunu bozabilir. Bu tür davranışlar:
- Kabahatler Kanunu kapsamında idari para cezasına konu olabilir.
- Apartman yönetimi tarafından uyarı yapılabilir.
- Gürültünün sürekli ve aşırı olması durumunda sulh hukuk mahkemesinde dava açılabilir.
Balkona Çamaşır Asma
Balkona çamaşır asmak doğal bir ihtiyaçtır. Ancak:
- Bina yönetim planında açık bir dille yasak olduğu belirlendiyse, bu kurala uyulması zorunludur.
- Asılan çamaşırlardan su damlayarak alt kat balkonu kirletiyorsa, komşuluk hukukuna aykırılık oluşur.
- Sulh hukuk mahkemesi ya da apartman yönetimi bu duruma müdahale edebilmektedir.
Dolayısıyla, çamaşır asmak serbesttir fakat başkasını rahatsız etmeyecek şekilde yapılmalıdır.
Sigara Dumanı Sorunları
Son yıllarda en çok şikayet edilen konulardan biri sigara dumanıdır. Balkon ya da pencerelerden gelen yoğun sigara kokusu, komşuların yaşam alanına doğrudan etki etmektedir. Yargıtay, sigara dumanını “katlanma sınırını aşan rahatsızlık” olarak kabul etmekte.
Sigara dumanı sebebiyle rahatsız olan kişiler:
- İlk etapta apartman yönetimine başvurabilir.
- Sorun çözülmüyorsa sulh hukuk mahkemesine dava açabilir.
- Belediyeye de şikayet edilebilir.
Sonuç
Komşuluk ilişkilerinde en önemli ilke karşılıklı saygı ve ölçülülüktür. Gürültü, çamaşır asma ve sigara dumanı gibi sorunlarınız, komşuluk hukukunda müdahale edilebilir rahatsızlıklar kapsamına girmektedir. Bu sebeple her birey, mülkiyet hakkını kullanırken başkalarının yaşam hakkını da gözetmek zorundadır.